“Hırvatistan Eski Başkanı’nın rüşvet aldığına dair çevrimiçi haberler, haklarını ihlal etmemiştir.”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mesić v. Hırvatistan (no. 2) (başvuru no. 45066/17)
davasında 30 Mayıs 2023 tarihinde verdiği Daire kararında, ikiye karşı beş oyla, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin (özel hayata saygı hakkı) ihlal edilmediğine karar
vermiştir.
Dava, Şubat 2015’te bir internet haber portalı olan Dnevno.hr tarafından yayınlanan ve
Hırvatistan’ın eski Cumhurbaşkanı olan başvurucuya, görev süresi boyunca Hırvat ordusu için
Fin şirketi Patria’dan zırhlı araç alımıyla ilgili rüşvet teklif edildiğini veya başvurucunun
rüşvet aldığını ileri süren bir makaleyle ilgilidir.
Bay Mesić, yerel mahkemelerin tazminat davasını reddederek, özel hayata saygı hakkını ihlal
ettiğinden ve itibarını koruyamadığından şikayet etmiştir. Mahkeme, makalenin Bay Mesić’in
özel hayatını hedef almadığını, ancak resmi görevlerini yerine getirirken sergilediği
davranışlara atıfta bulunduğunu ve resmi belgelerde belirtilenleri aktarırken, suç teşkil eden
faaliyetlere katıldığını açıkça belirtmediğini not etmiştir. Mahkeme, özellikle, Hırvat
mahkemelerinin eski cumhurbaşkanının özel hayatına saygı gösterilmesi hakkı ile haber
portalının ifade özgürlüğü arasında adil bir denge kurduğuna karar vermiştir.
Temel olgular
Başvurucu, Stjepan Mesić, 2000-2010 yılları arasında Hırvatistan Cumhurbaşkanı olarak
görev yapmış bir Hırvatistan vatandaşıdır. Başvurucu, 1934 yılında doğmuştur ve hala
Pušća’da (Hırvatistan) yaşamaktadır.
2013 yılında Hırvatistan ordusu için zırhlı araçların satın alınmasıyla ilgili bir Fin şirketi olan
Patria’da çalışan üç kişi hakkında ağırlaştırılmış rüşvet iddiası ile iddianame hazırlanmıştır.
İddianame, Bay Mesić’in rüşvet teklif eden veya alan kişilerden biri olduğunu iddia
etmektedir. 16 Şubat 2015 tarihinde, şirketin eski iki çalışanı Bölge Adliye Mahkemesi
tarafından suçlu bulunmuştur ve verilen ceza ertelenmiştir. (Bu karar, temyiz başvurusunun
ardından 2016 yılında bozulmuştur.)
Ertesi gün, bir Hırvat haber portalı olan Dnevno.hr, Hırvatistan makamlarının Bay Mesić’in
olaydaki rolünü soruşturması gerektiğini belirten bir makale yayınlamıştır. Bunun üzerine eski
Başkan, yanlış ve yaralayıcı olduğunu düşündüğü üç ifade hakkında haber portalının bir
düzeltme yayınlamasını talep etmiştir:

(i) “Stjepan Mesić, yakın zaman önce rüşvet vermekten suçlu bulunan kişilerden 630.000
Euro değerinde rüşvet almıştır.”;
(ii) “bu sırada, iddianamede Stjepan Mesić ve (Hırvat şirketinin) yöneticisine rüşvet vermekle
suçlanan iki Patria yöneticisi, Hırvatistan’a zırhlı araç satışında rüşvet vermekten bir yıl sekiz
ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır.”;
(iii) “ortak soruşturma, Stjepan Mesić’in ve (Hırvat şirketin yöneticisinin) suç teşkil eden
faaliyetlere katıldığını şüphesiz bir şekilde tespit etmiştir.”
Başvurucu, söz konusu satın alma sürecine hiçbir şekilde dahil olmadığını, Finlandiya’da
mahkum edilen kişilerin kendisine rüşvet teklif etmekten ya da vermekten suçlu
bulunmadığını ve kendisine rüşvet teklif edilmediğini ve kendisinin rüşvet almadığını
açıklamıştır. Başvurucu, ayrıca, makalenin yayınlanmasından önce ifadeleri doğrulamak için
kimsenin kendisi ile iletişime geçmediğini belirtmiştir.
Haber portalı, düzeltme yayınlamayı reddetmiş ve ifadelerin arkasında durmuştur. Gazeteci,
söz konusu ifadelerin kendisine ait olmadığını, asıllarının Fin iddianamesinde ve Bölge
Adliye Mahkemesi kararında yer aldığını söylemiştir.
Bay Mesić, ifadelerin yanlış olduğunu ve onurunu ve itibarını zedelediğini iddia ederek, haber
portalı şirketine iftiradan dava açmıştır. Bay Mesić’in iddiaları reddedilmiş ve yargılama
giderleri için davalıya 3.750 HRK (yaklaşık 490 Euro) ödemesine karar verilmiştir. Daha
sonra yaptığı temyiz başvurusu, Anayasa Mahkemesi’ne sonradan yaptığı şikayette olduğu
gibi, reddedilmiştir.
Şikayetler, usul ve Mahkeme’nin oluşumu

8. maddeye (özel hayata saygı hakkı) dayanan başvurucu, tazminat davasını reddeden
mahkemelerin, itibarını koruyamadığından şikayet etmiştir.
Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 20 Haziran 2017 tarihinde yapılmıştır.
Karar, aşağıda isimleri geçen yedi hakimden oluşan Daire tarafından verilmiştir:
Arnfinn Bårdsen (Norveç), Başkan,
Jovan Ilievski (Kuzey Makedonya),
Egidijus Kūris (Litvanya),

Pauliine Koskelo (Finlandiya),
Frédéric Krenc (Belçika),
Diana Sârcu (Moldova Cumhuriyeti),
Davor Derenčinović (Hırvatistan),
ve ayrıca Hasan Bakırcı, Daire Yazı İşleri Müdürü.
Mahkeme’nin kararı
Mahkeme, her ne kadar, özellikle başka kişilerin itibar ve haklarına saygı gösterilmesi ve gizli
bilgilerin yayılmasının önlenmesi konusunda basının belirli sınırları aşmaması gerektiğine
karar vermişse de, basının görevi, görev ve sorumlulukları ile uyumlu bir şekilde, kamuoyunu
ilgilendiren her olayla ilgili bilgi ve fikirleri yaymaktır.
Mahkeme, Bay Mesić’i suçlu gösteren ifadelerin başvurucunun itibarını önemli derecede
lekeleme ve kamuoyunun gözünde saygınlığını yitirme niteliğini haiz olduğuna, bunun da
Sözleşme’nin 8. maddesi altında başvurucunun haklarını tehlikeye düşürdüğüne katılmıştır.
Esas mesele, devletin, Bay Mesić’in itibarının korunması hakkı ile haber portalının ifade
özgürlüğü arasında adil bir denge kurmayı başarıp başaramadığıdır. Mahkeme, davayı
incelerken ulusal mahkemelerin adil dengeyi sağlamak için Mahkeme’nin içtihatlarında yer
verilen kriterlere dikkat ettiğini not etmiştir. Ulusal mahkemeler, makalenin kamusal yarara
ilişkin bir mesele üzerine yürütülen tartışmaya katkıda bulunup bulunmadığını, başvurucunun
ne kadar iyi tanınan bir kişi olduğunu, bilginin elde edilme şeklini ve ne kadar doğru
olduğunu dikkate almıştır.
Mahkeme, makalenin şüphesiz bir şekilde kamusal menfaate konu bir meseleyle ilgili
olduğuna ve özellikle soruşturmacı gazeteciliğin yetkilileri sorumlu tutmak anlamına geldiği
durumlarda basının “bekçi köpeği” rolünü üstlenmesinin özellikle önemli olduğuna karar
vermiştir. Ayrıca kabul edilebilir eleştirinin sınırları, politikacılar için, özel kişilere göre daha
geniştir. Bu kural, sıradan bir politikacı değil, bir devlet başkanı olan Bay Mesić’e evleviyetle
uygulanmalıdır. Dahası, makale, başvurucunun özel hayatını hedef almamıştır, resmi
görevlerini yerine getirirkenki davranışlarına yer vermiştir.
Mahkeme, yerel mahkemelerin bulgularının, bu mahkemelerin üç ifadeyi ayrı ayrı/bağımsız
olarak incelemek yerine, makaleyi bir bütün olarak incelediği gerçeği ışığında

değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme’ye göre, üç ifadenin makalenin geri
kalanından ayrılması zor olduğu için, yerel mahkemelerin bu yaklaşımı meşrudur.
Mahkeme, gazetecinin sadece resmi belgelerde yer alan bilgileri haber yaptığını ve Bay
Mesić’in 630.000 Euro rüşvet aldığına ilişkin ifadenin kendisine ait olmadığını kanıtladığını
tespit etmiştir. Mahkeme, Hırvatistan’a zırhlı araçların satılması karşılığında iki kişinin rüşvet
vermekten hapis cezasına çarptırıldığına dair ifadede yanlış bir şey bulmamıştır. Üçüncü
ifadeye ilişkin olarak Mahkeme, makale bir bütün olarak dikkate alındığında, gazetecinin Bay
Mesić’in suç teşkil eden faaliyetlere katıldığına dair tamamen açık bir ifadede bulunduğunun
söylenemeyeceğine karar vermiştir.
Mahkeme, eski Başkan’ın özel hayatına saygı hakkı ile haber portalının ifade özgürlüğü
arasında ulusal mahkemelerin adil bir denge kurduğu sonucuna varmıştır. Bu sebeple,
Sözleşme’nin 8. maddesi ihlal edilmemiştir.
Ayrık Görüş
Hakim Kūris, Hakim Illievski ile birlikte kısmen muhalefet şerhi yazmıştır. Bu şerh, karara
eklenmiştir.
Karar yalnızca İngilizce olarak mevcuttur.

Çeviri: Av. Benan Molu
Kararın tamamına buradan ulaşılabilir: https://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-224963

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunları da inceleyebilirsiniz: